25.08.2020 239 defa okundu

Antivirüs programları gerçekten gerekli midir yoksa büyük bir aldatmaca mıdır.

Öncelikle Antivirüs programlarının çalışma mantığını anlamaya çalışalım. Antivirüs programları sürekli olarak Bilgisayarda yapılan işlemleri takip eder bu yüzdendir ki Bilgisayarda oldukça fazla RAM tüketir.

Flash bellek olsun internet olsun E-Mail olsun yada benzer bir depolama birimi olsun Bilgisayarla donanımsal ve ağ olarak irtibat kurduğu an Antivirüs programı devreye girer ve tarar.

Neyi tarar?

Diyelim ki bir video indiriyorsunuz. Videonun formatı, yapısı bellidir AVI, MP4,MOV,DAT,FLV v.b olabilir. Antivirüs bu yapı içerisinde anormal bir kod ile karşılaşırsa devreye girer ve Bilgisayarınıza inmesini engeller. Örneğin resme enjekte olmuş trojan virüsleri vardır. Bize normal resim olarak görünür ama Antivirüs programı resmin yapısında anormallik görürse devreye girer.

Peki Antivirüs programları bu anormallikleri nasıl algılıyor?

Antivirüs programının kalitesi burada başlıyor işte! Antivirüs programının yapımcısı kullanıcılarının karşılaştığı sorunları topluyor, çözüm üretiyor ve o virüse maruz kalmamış diğer kullanıcılarına güncelleme yolu ile dağıtıyor. Çözüm üretebilmeleri için veri toplamaları gerekiyor. Bilgilerimiz çalınmasın diye bilgilerimizi veriyoruz diyebiliriz. Antivirüs yapımcıları bu verileri anonim olarak topladıklarını program kurulumu esnasında lisans sözleşmelerinde belirtiyorlar. Anonim olup olmadığı düşüncesi artık sizin düşüncenize kalmıştır.

Bu bilgilere göre şunu söyleyebiliriz. Bir kullanıcı ilk defa yeni bir virüs ile karşılaşıyorsa büyük ihtimalle Antivirüs programı onu görmeyecektir.

Böyle durumlar için Antivirüs yapımcıları “Sezgisel tarama” dedikleri sistemi geliştirmişler dir.

Sezgisel taramada örneğin anormal derecede Bilgisayardan veri çıkışı olmaya başladı ya da işlem yapılmadığı halde bir kod blogu harekete geçti ya da Antivirüsün tarama esnasında içini görmediği bir dosya sonradan kendini açtı işte burada sezgisel tarama devreye giriyor ve işlemi durdurmaya, karantinaya almaya çalışıyor. Bunlar başlıca örneklerdir.

Yapımcısı tarafından ücretsiz dağıtılmadığı sürece Lisansını satın almadığımız bir  Antivirüs programının ne kadar tehlikeli olacağını düşünün.

Mobil cihazlarda Antivirüs olayı çok daha çetrefilli bir konu. Örneğin Android cihazlara teorik olarak virüs bulaşmaması lazım ama Google Play’a baktığımızda hatrı sayılır derecede Antivirüs programları yer almış ve ciddi anlamda indirilme sayısına ulaşmışlar. Gerçekten Android cihazlara virüs bulaşmaz mı? Bulaşır ama uygulama olarak bulaşır. Android işletim sistemine enjekte olamaz. Şu an için böyle tabi ilerleyen zamanda bu durum değişebilir. Bilmediğimiz bir kaynaktan uygulama indirip kurarsak ya da çok ta yapımcısı bilinmeyen ve kurulduğu anda haddinden fazla izin isteyen uygulamalara çok dikkat etmek gerekir.

Örneğin bir kamera uygulaması sizden kamera, video çekimi için ses, reklam gösterebilmek için internet erişim izni ve depolama birimine ulaşma izni istemesi normaldir ama sizden ödeme bilgi sisteminize erişme izni istiyorsa bu işte bir terslik vardır.

Açıkçası mobil cihazlar için geliştirilen Antivirüs uygulamalarının veri toplamak dışında bir işe yaradıklarını düşünmüyorum.

Bilinçli bir Bilgisayar ve Telefon kullanıcısı olursanız yüksek yüksek önlemler almanıza gerek yok. Eğer kritik bilgiler sakladığınız bir bilgisayarınız varsa profesyonel bir destek alınız ama normal bir ev kullanıcıysanız lisanslı bir antivirüs programı kullanmanızı öneririz. Windows 10 içerisinde Windows Defender isminde sisteme tümleşik, başarılı bir antivirüs programının olduğunu hatırlatırız.

İndirmek istediğiniz dosyaları yapımcısının sitesinden indirmenizi öneririz. Lisansını satın almadığınız program ve uygulamaları kullanmamanızı öneririz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir