24.01.2020 109 defa okundu

Soğuk savaş döneminde Aya ayak basma yarışı ABD ve Sovyet bloklarını oldukça yıpratmıştı.

Korkunç boyutlarda silahlanma gerçekleştiriliyor, yapılan veya yapılacak olan silahlar aklın sınırlarını zorluyordu.

Günümüzde hayatımızın her aşamasında kullandığımız ses ve görüntü aktarım teknolojileri soğuk savaş döneminde askeri amaçlarla geliştirilmiş, savaşın bitiminde insanlığın kullanımına sunulmuştu.

Hayal sınırlarını zorlayan bu teknolojik savaşa ABD ve Sovyet blokları dur demek istiyordu. Savaş ve mücadelenin Uzaya taşınmak istendiği bir dönemde yorulan iki taraf da 27 ocak 1967’de masaya oturup o dönemin teknolojik imkanlarında çok da mantıklı olmayan bir konuda anlaşmak istediler.

ABD, Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği 1967 de Dış Uzay Andlaşması, resmi adıyla Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Andlaşma imzaladılar. Bu andlaşmaya Eylül ayı itibarıyla 104 ülke de imza attı. Andlaşmaya göre özetle Dünya ülkeleri Uzaydan maden getirmeyecek, işlemeyecek, ekonomilerine dahil etmeyeceklerdi.

Soğuk savaşın bitmesiyle birlikte rakipsiz kalan ABD ve Batı ekonomisi çatısı altında, ortaya ülkelerin milli gelirlerini üçe beşe katlayan özel şirketler ortaya çıktı. Apple ve Amazon şirketlerinin 1 Trilyon Dolarlık şirketler olamasıyla ABD ve Batı ekonomisi zirve noktaya ulaştı.

Uzay, özel şirketlerin mücadele alanı haline geldi. SpaceX, United Launch Alliance, ArianeGroup, Blue Origin, Virgin Orbit, Stratolaunch Systems ve Çin günümüzde korkunç bir mücadeleye girerek Uzaya gidip gelmenin maliyetlerini düşürmek için teknolojik yatırımlar yapmaya başladılar.

SpaceX, Blue Origin ve Çin tekrar kullanılabilir roketler geliştirmeye başladı. Artık SpaceX roketleri tekrar kullanılabiliyor. Virgin Orbit, uçak tarafından taşınacak olan roketi, uçak maksimum irtifaya ulaştığında fırlatıyor ve uzaya çıkabiliyor hale geldi. Bu konuda şirketler gerçekten de başarılı deneme uçuşları yapmaya başladılar.

Uzaya turist taşıma adı altında başlayan mücadelenin aslında ne yarışı olduğunu herkes biliyordu.

Uzay çalışması yapan şirketlere zemin hazırlar gibi, ABD 2015 yılında 1967’de ki anlaşmaya muhalif bir karar alarak Space act yasası ile Amerikan vatandaşlarına uzayda ticari aramalar yapmaları ve buldukları madenleri çıkarmalarına hak tanındı.

Yakın zamanda NASA ilginç bir habere konu oldu ve 2022 yılında Psyche 16 isimli gök taşına, inceleme ve haritalandırma amaçlı sondaj roketi göndereceğini duyurdu. Altın ve değerli metallerle dolu olduğu sanılan gök taşının yapılan değerlendirmeleri yine aklın sınırlarını zorlar cinsten. Değerlendirmelere göre Psyche 16 isimli gök taşının değeri 700 kentilyon dolar.

Bu tüm insanlara eşit olarak pay edilirse kişi başına 93 trilyon dolar düşüyor!

Ne kadar büyük bir ekonomik döngünün bizi beklediğini düşünün, hayal edin. Devletlerin değil şirketlerin insanları yönettiği, Uzayda binlerce insanın yaşadığı kolonileri düşünün. Madenin, metalin sıkıntı olmadığı bir ekonomi hayal edin.

Star Trek 3 Sonsuzluk (Star Trek Beyond) filminin son bölümlerinde gördüğümüz uzay boşluğunda duran, belki milyonlarca insanın yaşayabileceği yapay yer çekimli şehirlerin böyle bir ekonomik döngüde hiçte imkansız olmadığını görmek zor olamasa gerek. Maden sıkıntısı yok!

Yakında Uzayda çalışacak işçi alımlarının başlaması çok ta uzak olmayan bir hayal!

Sürekli atmosfere giriş yapan, çıkış yapan roketler belkide bir gün Dünyaya hiç dönmeyecek.

Uzay ekonomisi içerisinde bir döngü oluşturacak. Yeni bir ekosistem oluşacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir